Sayfalar

Bilmek vaktidir.. İlhami Çiçek

Umut çullarını bağladıkları,
kuşburnular üzgündür bir şey yapamamaktan.
diz çöküp önünde ağladıkları;
-cehennem tavırlı, öfke bakışlı-
bir duman tüter topraktan.

Ve bu ay adak ayıdır.
ot minderlerin kuruluğunu,
ayranlı çorbanın duruluğunu,
bilmek vaktidir gurban.
bin yıldır süregelmiş,
süre gider bu gördüğün
güveysiz düğün…

ne bir şerbet, ne bir acı kahve var
kına yakmaz gelinler ellerine
ağıt yakarlar.
Geceyi gece belleme,
gündüzü kararmış bil.
bu çiçek adak ayının çiçeğidir gurban;
bu ağaç mutlu değil!

Uzun havaların getirdikleri
yürek yangınlıkları; -ah felek-li duygulanmalar.

Ve bu çarkın etrafında dönen biz
sınamak vakitlerini evvel zamanlara iliştirdik
kınamak vaktindeyiz.

Kıvrak havaların götürdükleri
hüznümüz bir çocuk gülüşünde küflenir
ve o, öyle bir vakittir ki –vakitlerin en mübareği-

tepelerden tepelerden ses gelir.

-boyun bükmek tanrıya
yiğitliğin şanındandır bilinsin!
kuşburnu kirlenmezse
dibi süpürlenmesse
kutsallığındandır bilinsin
elinde bakır tepsi
yoksul doyuruyorsa ninem
osmanlığındandır bilinsin-

tepelerden tepelerden ay doğar

Allahtır bu, sırrına erilir mi
arı oğul verir koyun guzular
kısrak kişner tay doğar
Tay hız demektir kuvvet demektir
başaklar olgunlaştı
Çayırlar yeşerdi demektir

Gün günü kovalar, hafta haftayı
ekin yeşeripte ağaç tomurcuklanmışsa
adak ayı geçmiş ve de tutmuştur
sevda yeli sam yeliyle karışıp
ekin ekinlikten çıkmışsa gurban;
bilesin ki; ADAK BİZİ UNUTMUŞTUR...