Sayfalar

''Nurhak sana güneş doğmaz... Uçan kuşlar yuva kurmaz." Elbette doğmaz; çünkü Nurhak'ın güneşi hiç batmaz!

vurulmuşum dağların kuytuluk bir boğazında
vakitlerden bir sabah namazında 
vurulmuşum yatarım, kanlı, upuzun
Ahmed Arif
31 Mayıs 1971 günü sarıldı çevreleri Nurhak’ta. 31 Mayıs’ta kan kustu makinalılar. Üç fidan düştü toprağa...Biri Sinan, biri Kadir,biri Alpaslan’dı.Biri Cemgil, biri Manga,biri Özdoğandı.Onların adı; Sevda, Nurhak’ta kaldı kanları..

Sinan Cemgil'in eşi Şirin Cemgil’in (1945-17 Nisan 2009), Hrant Dink’in eşi Rakel’e yazdığı mektup.
Sevgili Rakel;
Sizi tanımıyorum ama acıyı, o gururla taşınan acıyı tanıyorum, Benim sevgilimi yıllar önce 1971′lerde Nurhak’ta kurşunlayan ellerle, sizin sevgilinizi 2007′deİstanbul’da kurşunlayan ellerin arkasında duran karanlığı da tanıyorum. Buna karşı duran bizlerin bütün yeryüzünü kaplayan kardeşliğini tanıdığım ve yaşadığım gibi.Yeryüzünde sessiz çığlıkların yansıdığı yerler çok ve sessiz çığlıkları hatırlatan tarihler de saymakla bitmez. Yıllar öncesinde ve zamanımızda yaşanan soykırımlar, katliamlar, işkenceler, paylaşım savaşlarının bombaları vb. vb. Kendimizin doğrudan yaşadıklarımız bir yana, doğrudan yaşamadığımız insanlığın çektiği acılar bazen bir kitaptan, bir filimden, bir fotoğraftan veya bir müzikten çıkarak ulaşıyor insana. Ya da kendi anılarımızdan, her hangi bir çağrışımla çıkıp geliyorlar karşımıza, gerçeğe tutkulu bilincimizin bir yerinden süzülüp çıkıveriyorlar önümüze.Elbette yalnız acılar değil ulaşan, sevinçler, mutluluklar, devasa üretimler, buluşlar, destanımsı direnişler ve sevgi…Sizin mektubunuz da bir gazeteden ulaştı buraya ve bana. Düşündürdü, kıvandırdı, içimdeki duyguların bazılarıyla rezonanslar oluşturdu.Bunları size ulaştırmak ve ağlayarak okuduğum derin ve anlamlı mektubunuza katıldığımı, acınızı paylaştığımı yazmak istedim.Tanımıyor da olsam sizi ve çocuklarınızı bağrıma basar, sevgiyle gözlerinizden öperim Rakel ..Şunu da eklemeliyim, büyük şair Nâzım Hikmet‘in dediği gibi: “Çin’den İspanya’ya, Ümit Burnu’ndan Alaska’ya kadar,/her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var/Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık/aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz…”
Eşiniz Hrant da böylesi bir ekmek, böylesi bir hürriyet ve böylesi bir hasret için ölümü göze alan tanışmadığımız dostlardandı.


Selamlar… Sevgiler… Dostluklar.. .

Şirin Cemgil, 6 Şubat 2007 Duisburg/Almanya