Sayfalar

Newroz'a Geç Kalma,Ateşe Geç Kalma - Sezai Sarıoğlu

Tuz-ekmek kardeşim, ey ateşten olma tarihten doğma halk… Newroz’a geç kalma… Ateşe geç kalma… Kendine, şiirlerine, söylencelerine geç kalma. Külü iki vakte kadar temize çek, üç vakte kadar özetini çıkar dağların… Dışını haram su’lara sal. Su’yun, suların ana fikrini aklında tut. İçine geç kalma. İçi varsa bir halk, düşü varsa bir halk halktır. Ateş’ten ve aşktan yapılmışsa bir halk halktır.
Dizelerin izini sür; “Ey vurulduktan sonra da bir süre uçan kuş…” Devlet dersinde öldürülen ateş çocukları unutma… Şaire kulak ver; “Ölümü denir şimdi onlara / Kalpleri durmuş çoktan…” Korkmazsa ateş korkmaz. Ölmezse ateş ölmez. Ateşin sudan, suyun ateşten korktuğu eski bir masaldır. Ödleriyle öten kuşları şımart ki, özleriyle de ötebilsinler. Tarihin ve coğrafyanın kalbine gömülen lirik ve romantik çocuklarını unutma… Çünkü, unutmamak tarihtir.
Aşkiyalardan başka geçmişin ve geleceğin yok. Yağmurun yerineharitada doğru işaretle. Bulutların… Dağların yerini kalbinde doğru işaretle… Çok eski bir gelenektir, dağların arkasından, ölü ormanların arkasından konuşulmaz. Her aşkın dağlardır kafiyesi dağlara filan denk gelir.
Her aşkiyanın dağlardır uyağı, ayakları her zaman dağlara denk gelir. Dağlar ve ateş, bizden önce de vardı, bizden sonra da orada hep var.

Kalbinden başka geçmişin ve geleceğin yok…

Ey tuz-ekmek kardeşim, ey tarihten olma, coğrafyadan doğma geciktikçe gençleşen halk… Newroz’a geç kalma… Bilirsin ki, ateş külün kalbinde gizlidir. Ateşin kalbinde ise, tarihin kütüğüne kendini ve dilini çakmak isteyen bir halk gizlidir. Ateşin kalbini kırma. Ateşi ve külü, tuzu ve ekmeği bütün zamanlarda şımart. Bir halk önce kalbiyle görür, sonra gözleriyle. Kalbine geç kalma. Kalbindir senin ülken. Kalbine geç kalma…Ateşe ve küle, tuza ve ekmeğe geç kalma…

Barıştan ve adaletten başka geçmişin ve geleceğin yok…

Savaş her devletin çekirdeğinde gizlidir. Barış halkların kalbinde gizlidir. Barış’a geç kalma. Dünyanın bütün halkları senin tuz-ekmek, ateş ve kül kardeşlerindir. Tuz’a ve ekmeğe, komşularına geç kalma. Komşudan iyilik almaya gitmek, komşuya iyilik göndermek, halkların en eski bilgeliğidir. İyiliğe geç kalma. Yanlış kuşlar, yanlış uçan kuşlar Ortadoğu’ya ölmeye gidiyorlar… Savaşla işbirliği yapan herkesin yüzüne karşı söyle ve eyle. İçindeki söze geç kalma…

Ateşten ve aşktan başka geçmişin ve geleceğin yok…

Ateş’te ve aşkta hile olmaz… Önce usta sonra çırak olmayı bilen ey halk. Ustalık elde bir, çıraklığa geç kalma… Yorulan bir halkın ayak değiştirmesi, yorulan bir şairin uyak değiştirmesi tarihe, siyasete ve şiire dahil. Ateşe hangi külden, küle hangi ateşten gidildiğinin masallarını anlat haldan bilene. Mem-u Zin’e, Cigerhun’a, Ahmed’e Hani’ye geç kalma. Tarihine geç kalma. Ki, “tarih ayağa kalkınca görülebilecek şey değildir.” Ape Musa’ya geç kalma… Senin ateş’inle halk olan her bilge tarihtir… “Yurdunun kokularını gümrükte bırakmayan” Amed Kaya’yı unutma… Hançepekli çocukların beyaz gülücüklerinde ve esmer bıçkınlıklarında yaşayan Yılmazgüneydoğu’ya geç kalma… Şiirde zorla iskan edilemeyen Amed Arif’e geç kalma… Onun sessizliğinde gizli mahçup ateşe geç kalma.
Dünyanın bütün devletlerinin okuması yazması yoktur. Ebabillerin ve bütün halkların ise evvel ezel okuması yazması vardır. İçindeki öteki cümlelere kulak ver ve onları önyargısız oku. Çünkü bir halk, sadece dışına ve dünyaya değil, içine de, içinde de sorular soruyorsa halktır. Arkadaşlıklar da, tarih de, hatıralar da bakım istiyorsa, kalbimize sorulan her soru ateş hakkı için meşrudur. Kendi yüreğine devlet olmak, bir halka yakışmaz. Ateş ve Newroz imgesi, cevaplar olduğu kadar sorular da demektir. Karşı koyanı olmadıkça tarihin bir yanı eksiktir. Çünkü, sorular senin insanlarındır, sorular halkı halk yapan ırmağın çoğul akışının rengidir. İçindeki yanlışları sayılarla oyalamak, bir halkın imgesine zarar verir. Doğrularını pazarda eksiğine bozdurma ama sorulara da geç kalma. Özündeki yanlışlara ateşin göz ucuyla bakıver… Ateş’te peşrev olmaz ne çıkarsa Newroz. Newroz’da peşrev olmaz ne çıkarsa ateş. Ateşle akrandır bir halk… Ve senin her kızın ve oğlun ateşle akran... Ki ateşin yaşı bilinmez, yaşsızdır o.

Ateşin doğum gününe geç kalma...

Kendine ve ateş’e geç kalırsan, tarihin akıl defterine kül’den ağır yazar sır katipleri. Külden ağır söyler Demirci Kawa… Özgürlüğe ve adalete geç kalma. Çünkü; halkta peşrev olmaz ne çıkarsa özgürlük, özgürlükte peşrev olmaz ne çıkarsa halk. Her halk önce bilinçaltında ve masallarda kendini kurar. Her halk bir uçta tarih bir uçta coğrafyadır. Bir uçta dil, bir uçta şiir. Şiire geç kalma… Masal olmak tarihin yarısıdır, diğer yarısı hatıralar, ateş olmak ise tarihin ve bir halkın tümü… Tarihten, coğrafyadan ve halkların söylencelerinden bildim; aşk dediğin haram olur, helal olunca o aşk olmaz… Aşklara geç kalma…

Bir halkın ateşe imrenmesi, bir halkın ateşi ve baharı şımartması, tarihe ve aşka dahildir. Dil ki, anayurdudur her halkın. Diline geç kalma. Ateş ve kül örgütlenmektir… Ateşe geç kalma… Diline geç kalma. Kendine geç kalma… Newroz’a geç kalma…