Sayfalar

Şükrü Erbaş:Kalbinden gövdene yürüyen utangaç karıncayı seviyorum

CAM İLE TAŞ


Gözlerinle dilin arasına gerili uçurumu seviyorum.
Kekeme özgürlüğünü seviyorum.
Susuşundaki hıncı seviyorum.
Kalbinde ürperen kışı seviyorum.


Ellerindeki bilge zamanı
denizi yağmurdan korumaya çalışan
çocukluğunu seviyorum.


Alnın masamızda dört mevsime ufuk
dudaklarında titreyen zamanı seviyorum.


Yürüyorsun ya kalabalık
dönüp bir daha bakıyor kendine
boyunda çiçeklenen yedi rengi seviyorum.


Her damlası ayrı bir hayat, ne bilsin yüzüne düşmeyen
gözlerindeki yaşı seviyorum.


Beni uzaklaştırmaya çalışırken aklından geçenleri seviyorum.


Kalbinden gövdene yürüyen utangaç karıncayı seviyorum.


Ses nasıl menevişleniryor susunca ağzında
ağzından gelecek her sevinci, her azabı seviyorum.


Gece ışıklarından topladığın o evler esrarını seviyorum.


Susmanında bir dili var elbet
teri yastığına sızan rüyanı seviyorum.
Uyandığın sabahlardan başka bağım yok dünyayla
odalara ömür veren gövdeni seviyorum.


Yürümediğin sokaklar nasıl da göz göz
bekleyişteki o mucizeyi seviyorum.


Serçe parmağındaki lekedir yerim,kalabalığın uyumuna inat
hayalin gerçeğe değdiği yeri seviyorum.


Ölümdür en büyük zaman, bilmez takvim gezenler
bir iç çekişte yanan hayatı seviyorum.


Bizden büyük tanrısı yok yalnızlığın
Getirdiğin hevesi götürdüğün inkârı seviyorum.


Evlerdesin
Dışarılar hüzün
Eşyalar ayakta
Senden ayrılanı seviyorum
Sana kavuşanı seviyorum.


Uzun cümlelerle konuşuyor kalabalık
Bir sözcüğe sığdırdığın dünyayı seviyorum.


O gölgenin taş dibinde bir çürüme bilinci
Hükmüm yok bahçende diyorum
Üstüme elediğin şefkati seviyorum.


Dişlerinin arasında bir İshak Kuş’u
Eğiyorum ya başımı
Çaresizliğime tutuğun aynayı seviyorum.


Bir gün bir kötü haber birimizden
Kalanın diline gelecek ilk sözü
Arayacağı ilk insanı
İlk gece yapacağı her şeyi seviyorum.